D. Ali Yıldız
2025 yılında tasarım ve moda dünyasını etkileyecek birçok yenilik bekleniyor. Mevcut eğilimlerin yenilikçi yaklaşımlarla evrilerek şekillendiği 2024/25 Sonbahar-Kış modasıyla ilgili hazırladığımız yazı dizisinin ilk bölümünde 2025 yılı ile ilgili genel bir değerlendirmeye yer verdik. Yeni yılda üzerinde durulacak kavramları, 2025 yılında hazır giyim sektörünü bekleyen yenilikleri; olası riskler ve fırsatları kısa başlıklar halinde ele alıyoruz.
Ekonomik krizler, jeopolitik gerginlikler, salgınlar ve zorunlu göçler insanı daha kaygılı hale getirdiğinden 2025 yılında en fazla istikrar ve güven duygusuna ihtiyaç duyacağız. Bunun modaya yansımasını devam edecek yazımızda renkler ve hacimlerde ayrıntılı bir biçimde göreceğiz. Şimdi gelin moda endüstrisini nasıl bir yıl beklediğine bakalım.
KÜRESEL MODA 2025’TE DE BÜYÜYECEK
İçinde bulunduğumuz 2024 yılında yaklaşık 1,5 trilyon dolarlık bir küresel hacme ulaşan moda endüstrisi yeni bir sezona girdi. Çeşitli alt ve yan sektörleriyle oldukça girift bir yapıya sahip olan ve güçlü bir büyüme eğilimi gösteren moda endüstrisinin 2025 yılında 1.7 ila 2 trilyon dolar arasında bir küresel hacme ulaşması bekleniyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde ivme kazanacağı tahmin edilen bu büyümenin baş aktörü, gelişen ekonomiler ve yeni pazarlar olacak. Bunun dışında her geçen gün etkisini artıran sürdürülebilir etik moda anlayışı; dijital dönüşümün bir parçası olarak yükselen e-ticaret, artan dijital platformlar ve her geçen gün daha şaşırtıcı bir hal alan teknolojik yenilikler moda endüstrisi için yeni yatırım ve büyüme alanları yaratabilir.
2025’TE MODANIN 3 HALİ
Döngüsel Moda: Geri dönüştürülebilen veya yeniden kullanılabilen kıyafetlere, doğa dostu materyallere daha çok odaklanacağız. Organik pamuk, bambu ve geri dönüştürülmüş polyester gibi materyaller öne çıkabilir.
Dijital Moda: Dijital kimlik daha çok önem kazanacak. ‘Augmented Reality’ (AR) teknolojisiyle sanal deneme ve alışveriş deneyimleri yaygınlaşacak.
Giyilebilir Moda: Modaya entegre edilmiş giyilebilir teknolojiler ile giysiler sağlık ve performans izleme gibi özellikler kazanacak. Hava koşullarına ve vücut ısısına uyum sağlayan kumaşlar hayatımıza girecek.
2025 MODASINDAN 3 TARZ
Kişiselleştirilmiş Moda: Kişilik ifade eden bireysel tercihlerin öne çıkacağı 2025 yılında kişiselleştirilebilen giysiler kıymetlenecek.
Minimalizm ve Dinginlik: Temiz çizgilere sahip, az ama öz detaylara sahip basit ve fonksiyonel tasarımlara ilgi artacak. Sakinleştirici pastel renkler, nötr tonlar, doğal dokular ile huzur ve dinginlik temaları öne çıkacak.
Retro Fütürizm: Retro ve fütüristik öğelerin bir araya geldiği tasarımlar ile gelecekten ilham alan, teatral ve gösterişli kıyafetler öne çıkacak.
2025’TE YÜKSELECEK 3 ÜRETİM BİÇİMİ
On Demand Üretim: 2025 yılında talebe göre üretim ve kişisel tercihlere göre tasarlanan ürünler daha yaygın hale gelecek. Bu da sipariş veya talep üzerine üretim anlamına gelen ‘on demand’ üretimi gündemimize getirecek. Stok maliyetlerinin azaltılması ve risklerin minimize edilmesi açısından tercih edilen bu üretim modeli, müşteri taleplerine hızlı ve kişiselleştirilmiş yanıt verme imkânı sunuyor.
Sorumlu ve Şeffaf Üretim: Toplumsal ve çevresel sorunlara duyarlı projeler, tasarım ve üretim süreçlerinde ön planda olacak.
Kapsayıcı Üretim: Farklı kültürel ve toplumsal arka planlardan gelen tasarımcıların işleri daha geniş bir kabul görecek. Her yaştan ve vücut tipinden insanı kapsayan tasarımlar sunacak.
2025’TE MODA ENDÜSTRİSİNİ BEKLEYEN 3 RİSK
2025 yılında moda endüstrisini bekleyen potansiyel riskler neler diye baktığımızda ekonomik ve çevresel risklerin yanı sıra tedarik zinciri ve pazar dinamiklerinde de birtakım riskler dikkat çekiyor.
Üretim Maliyeti: Türkiye gibi küçük ve orta ölçekli işletmelerin yoğun olduğu tekstil ülkeleri için en büyük sorun üretim maliyetlerinde yaşanacak artış gibi görünüyor. Enerji, hammadde ve iş gücü maliyetlerinin artması rekabet gücünü zayıflatabilir.
Tedarik Zinciri: Yeni bir pandemiyi kaldıramayacak birçok işletme var ama gün geçmiyor ki yeni bir virüs gündeme gelmesin. Yine aynı şekilde Türkiye’nin hedef pazarlarında da jeopolitik gerilimler sürüyor. Bir de bunlara beklenmedik doğal afetler eklenince dikkatle izlenmesi ve alternatife ihtiyaç duyan kırılgan bir tedarik zinciri ortaya çıkıyor.
Toptan ve Perakende Dağıtım Riskleri: Online satışların yükselmesiyle birlikte fiziksel mağazaların performansı düşebilir. Yüksek kira maliyetleri ise kimi mağazaları kapanma noktasına getirebilir. Ekonomik krizler tüketici harcamalarını etkileyebilir ve lüks moda ürünlerine olan talebi azaltabilir.
Ayrıca, e-ticaret platformlarının güvenliği ve müşteri verilerinin korunması da önemli riskler arasında gösteriliyor.
2025’TE MODA ENDÜSTRİSİ İÇİN 3 FIRSAT
Yeşil Moda: Sürdürülebilir malzemeler ve çevre dostu üretim süreçleri, markaların rekabet avantajını artırabilir. Çevre bilincine sahip tüketicilere hitap eden yeşil moda, gelecek vaat eden güçlü bir pazar fırsatına sahip.
Sürüden Ayrılmak: Özelleştirilmiş benzersiz ürünler sunmak fark edilir olmanızı sağlayacak rekabet gücünü artıracaktır. Kişiye özel tasarımlar, müşteri memnuniyetini artırabilir ve marka sadakatini güçlendirebilir. Ayrıca farklı vücut tiplerini, farklı kültürel grupları veya belirli yaş grubuna hitap eden ürünlere odaklanmak sizi rekabette zorlandığınız sürüden ayırarak fark edilmenizi sağlayacaktır.
Hedef Pazar Dünya: E-ticaret platformlarının genişlemesi ve dijital satış kanallarının artması markalar için yeni pazar fırsatları getiriyor. Küresel pazarları iyi analiz etmeli ve daha çok pazara ulaşmak için dijital satış kanallarınızı güçlendirmelisiniz.